Gönderen: Selgin GB
Deli kimdir? Delirmek
anormalleşmek midir yoksa belki de kişinin kendi normalini bulması demek midir?
Ya deli denilen kişilere göre deli olmadığını zannedenler asıl delilerse ne
olacak?
Bu öykülerin temelinde deliren,
çıldıran, esas olarak kendini yok etmeye ahdetmiş yirmibir kadın var. Zaman
zaman bu kadınların birinin diğerinin annesi, onun bir başkasının anneannesi ve
belki onun da başka birinin torunu olduğu hissine kapılıyorsunuz ki bu
psikiyatrik açıdan oldukça anlamlı çünkü psikiyatrik hastalıklarda genelde
“aile yükü” denilen bir kavram söz konusudur.
Bu yirmi bir kadında en dikkat
çeken yanlardan biri amansız şekilde yalnız olmaları, bir diğeri de hepsinin
ölümün kıyısında, yaşamın ucunda gezinmeleri. Bazıları ise çoktan tercihlerini
yapmışlar bile.
Bu öykülerde en koyusundan kasvet
sizi bekliyor olacak. Kasvetin yanında bir miktar da hüzün var. Hüzünle kasvet
karışınca sanki cinneti çağırıyorlar ve cinnet de ölüme giden yolun taşlarını
kanla yıkıyor. Yaşamda kaybetmeye mahkum, kadınlıkları üzerlerine bir lanet
gibi yapışmış kadınlar sırtlarında ince tülden yapılma yalnızlık kanatlarıyla
yanlarında ruhdaşları kediler, yılanlar ve kelebeklerle bu yolda yürüyorlar.
Daha önce Mine Söğüt
okumadıysanız, bu iyi bir başlangıç olabilir. Okuduysanız da özlem gidermek
için birebir.
Deli Kadın Hikayeleri/Mine Söğüt
YKY/2012, 4. bası/176 sayfa
Öykü
5 yorum:
aslında her kadın deliliğin sınırında gezinir biraz.. okumuştum..
ve çok sevmiştim =)
atalet
Bizde kitap kulübünde okuduğumuzda hepimiz ilk defa aynı yazarı sevdiğimizi farketmiştik. Genç ve gazeteci olmasının önemi büyük ve eklemek isterim ki her kitabı ayrı tarzda yani bütün kitapları ayrı ayrı okunmalı sevip sevmediğini görmek için.
Elini kanca zanneden kadını unutamıyorum.
Etkileyici kitap.
Kitabı hiçbir yerde bulamıyorum. Yardımcı olur musunuz
Heraa,
İnternet kitap sitelerinden temin edebilirsiniz...
Yorum Gönder