12 Şubat 2013 Salı

VAROLMAYANLAR/DOĞU YÜCEL


Gönderen: Sevi Öztekin

 


Kitabın konusu, sadece günlük yazan son derece dakik bir gerçekçinin, içindeki hayalciyi ve daha da iyisi kaleminden çıkanlarla gerçekliği değiştirebileceğini keşfetmesini sağlayan olaylar zinciri, sonrasında da, dünyanın başına gelenler.

Yazar Doğu Yücel de şöyle anlatıyor kitabının konusunu:

"Kitabın çıkış noktası “yazdıklarımız gerçekleşebilir mi?” sorusuydu. Hatta “yazdıklarımız gerçekleşiyor olabilir de biz fark etmiyor muyuz?” sorusu da olabilir bu. Çünkü gerçekten de insanlık tarihine ve sanat tarihine baktığımız zaman yazarların hayal ettiği birçok şeyin gerçekleştiğini görüyoruz. Jules Verne’in Aya Seyahat kitabı buna çok sık örnek gösterilir. Ama mesela Martin Luther King’in o meşhur “bir hayalim var” konuşmasını düşünelim, o hayalin günümüzde, en azından belli bir çerçevede gerçekleştiğini görüyoruz. O bir konuşma olabilir ama sonuçta o konuşmadan önce Luther King onu kaleme aldı. Bunun dışında edebiyat ve özellikle de fantastik edebiyat yaşadığımız gerçekliği her zaman eğip bükmüş, ona yeni bir çehre kazandırmıştır. Boris Vian, Dostoyevski, Goethe okuyan birinin hayata daha önce baktığı gibi bakmayacağı ortadadır. O kişinin hayata bakış açısı değiştiğinde hayatın kendisi de biraz olsun değişmiş demektir. İşte tüm bu beyin fırtınasından Varolmayanlar çıktı diyebilirim. Genç bir iş adamı bir gün babasından kalan antika bir kalemle bir hikaye yazar ve ertesi gün gazetede o hikayenin bire bir gerçekleştiğini okur. Bu gizemi çözmeye çalışırken kendisini dünyanın kaderini elinde tutan bir komplonun parçası olarak bulacaktır…"


Hayal edilen ve yazıya dökülen şeylerin gerçekleşme  ihtimali üzerine  yazılmış bir dünya kitap ve bir o kadar film olsa da, bu kitabı diğerlerinden farklı ve benim açımdan bir adım ileri götüren özellikleri sıralamak istiyorum:

1-Katman katman ilerleyen hikayede, kahraman da biz de bir noktada neye inanacağımızı şaşırıyoruz. Her sayfa bize farklı gerçeklikler açıyor. Kabul etmek gerekir ki, 179. sayfaya kadar çok yavan ilerleyen bir ergen hikayesi gibi gözükürken, bu sayfadan sonra sanki kalemi bir başka yazar alıyor ve şık bir kurgunun içinde buluyoruz kendimizi.

2-Alıntı ve göndermelerin bol oluşu, yormayan bir zenginlik katıyor. Yusuf Atılgan'dan Edgar Allan Poe'ya, Edward Makaseller'den, efsane grup Pentagram'a çok fazla tanıdık isim bir arada, onları görmek ve alıntıları okumak yüzümüze her seferinde keyifli bir gülümseme  yerleştiriyor.

3-İstanbul'un çeşitli semtleri ve iyi bildiğimiz sokakları küçük değişikliklerle karşımıza çıkıyor, kahramanla beraber Haşim İşcan Geçidi'nden bisiklet alıp Sirkeci'den trene atlıyoruz. Şimdilik Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ni gözetleyebileceğiniz bir Notos Oteli olmayabilir ama bilmem, hayal edildiğine göre,  silueti her an Zuhuratbaba sırtlarında yükselebilir...

4-Daha önce sözünü ettiğim 179. sayfada "suare" yerine "matine" sözcüğünün kullanılması hayal kırıklığı yaratıp kitabı fırlatıp atmamıza yol açsa da, sakinleşmek için tatlı bir şeyler yedikten sonra ;) kitabı mutlaka tekrar elimize almalıyız. Çünkü o cümleden sonra sanki gerçekten başka bir yazar alıyor kalemi ele ve hikaye bir felsefe edinip boyut değiştiriyor. Kabul, ara ara yine belden aşağı sığ cümleler geçse de, bunu takmıyor, yazarımızın ve daha önemlisi baş kahramanımızın  yaşının küçük oluşuna veriyoruz.

Kapak tasarımının bana sıkıcı geldiğini belirtmek istiyorum. İnsanda merak uyandıran bir tasarım değil. Sanırım göstermeyen gözlükleriyle hepsi birbirinin aynı, şehir tipi sıkıcı insanlara gönderme yapılıyor ve kahramanımızın onların arasından sıyrılması simgeleniyor. Y harfinden damlayan mürekkeple kahramanımıza babasından geçen mürekkep renkli kan hatırlatılıyor, klişe ama güzel. Bir de neden gerek görüldüyse: "Varolmayanlar"ın simgesi gibi görünen büyük V harfi "V for Vendetta" filmini anımsatıyor .

Son olarak, kitabın son derece sürükleyici olduğunu, 24 saatten kısa bir sürede okuduğumu belirtmek istiyorum.  Çabucak ve hiç sıkılmadan bir roman okumak isteyen ama hafif aşk romanları ya da birbirinin kopyası polisiyeleri kendine yakıştıramayanlara özellikle tavsiye ediyorum.

Bu kitabı bana ödünç veren Beyaz Kitaplık’a teşekkür ediyorum.

Varolmayanlar/Doğu Yücel
Doğan Kitap/2011, 1.bası/440 sayfa
Roman
 


5 yorum:

Unknown dedi ki...

Asıl biz, bu mükemmel inceleme için teşekkür ediyoruz.

Vikitap yorumlarınızı görünce, mutlaka yorumlarını bloga yazmalı diye düşünüyordum. Burada görünce de çok sevindim :)

Beyaz Kitaplık kitaplığı her zaman emrinize amade :)

Sevi dedi ki...

Yok canım, ne mükemmeli; hatta biraz önce okuyunca yaptığım hataları, düştüğüm tekrarları fark ettim...
Maksat çorbada tuzum olsun...
Çok teşekkür ederim; Beyaz Kitaplık'a yakın olmak ne büyük şans...
Bu arada; en kısa sürede geleceğiz, Ayaz diye çıldırıyorum ama sürekli bir şey çıkıyor...
Sevgiler...

KİTAPLIK KURDU dedi ki...

Sevi Hanım,
Twittere attığım tanıtım twitini Doğu Yücel okumuş ve favorilerine eklemiş. Yazara ulaştınız yani :)

Kitap Kurtlarından Leylak

Sevi dedi ki...

Bundan çıkan sonuç: Artık kitaplara yorum yazarken yazarı da okursa diyerek gerilinecek... :):)
Herkese ders olsun, öyle rahat rahat arkasından konuşmak kolay tabii, sonra yazar okuyunca "eyvah, ne yazmıştım ki?" oluyorsun...
Yazara not (ceketin düğmesi iliklenerekten):
"Hocam saygılar, elinize sağlık" :)

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.

HANGİ KİTABI ARAMIŞTINIZ?