14 Ocak 2013 Pazartesi

LEZZETLİ ÖYKÜLER , Selgin GB



gönderen: atalet





bu kitabı leylakdalının bloğundaki yazıyla tanıdım.. önce yazarın bloğuna sonra da kitaba ulaştım.. ikisi de beni zenginleştirdiler..
kitapta yemek tarifleri de var.. ama tariflerden çok.. yemeğin hayatımızdaki simgesi.. nesne olarak  anılarımızdaki yeri ve üzerimizdeki etkisi var..

kadınlar var .. kitapta..

yemek yaparken fikir gezdiren kadından.. 
canı ev yemeği çeken.. ama yemek pişirmeyi bilmeyen.. 
kadın olmanın..insan olmanın bu sahnesine 
malzemesini bile seçemeyecek kadar yabancılaşmış.. bir kadına.. 
yemek tarifi alırken.. uzun zamandır görmediği.. 
yeni hallerine karşı tanışmamışlık hissettiği eski okul arkadaşlarına.. 
onların yaşamları ..öncelikleri.. tarzlarına bakıp kendini sorgulayan.. 
bir başkasına.. 
kadının ev hali.. iş hali.. komşu hali.. yaşlı hali.. muhtaç hali.. karıncanın kardeşi hali.. nişanlı hali.. hasta hali.. huysuz hali.. yalnız hali.. anne hali.. anne olası gelmiş haline .. birçoğuna.. 
oradan oraya zıplıyor.. 
ince bir ustalıkla ..mutfakta ve duyguda birbirine bunca yabancı bu kadınların..
hepsinin  hayatta yollarını kesiştiriyor.. 

kitap yapmıyor tabii bunları yazar yapıyor..
çok sevdim.. çok..
yeni kitaplarını hevesle beklemekteyim..




selgingb ayrıca çok güzel ve sistemli kitap eleştirileri yazıyor.. 

o eleştirilerden birinde..
öykü okumanın.. özel bir şey olduğunu.. hatta her öyküden sonra durup kısa bir süre.. 
düşünmek öyküyü sindirmek gerektiğini yazmıştı..
işte ben kitabı okurken ..onu bile yaptım..
şarap tadar gibi.. dolandırdım içimde zihnimde öyküleri.. ve evet... yine sevdim..

bence.. kendine has.. hafif  gül yaprağı kokusuyla açılıp.. yeşil biber rayihasıyla taçlanan..yeterince havalandırılmış.. tam uygun ısıda servis edilmiş.. dilde damakta ve yutakta  kalıcı bir tad bırakan bir kitap olmuş.. 

okumazsanız kaybedersiniz derim..

"Halbuki annem mideyi üşüttük mü, hastalandık mı,dört kaşık yoğurt, iki kaşık un, bir yumurtayı çırpar, üstüne dört bardak su çektiği tencereye kınalı elleriyle bir avuç da pirinç atıp, bir taraftan kendimizi hasta ettik diye söylene söylene, ağır ateşte aralıksız karıştırarak pişirirdi. Ateşten alıp da dinlendirirken, cızırdata cızırdata naneli pul biberli kızdırılmış tereyağını üstüne döküverirdi. bizim hanım öğrenemedi bir türlü anam gibi yapmayı şu çorbayı. "



Lezzetli Öyküler/Selgin GB
Cinius Yay./2011, 1.bası/
Öykü

5 yorum:

Selgin GB dedi ki...

Nasıl duygulandım, anlatamam... Gözlerim dolu dolu oldu... Hani çocuğunla ilgili birileri iyi bir şeyler söylediğinde için bir tuhaf olur ya... öyle... ellerine sağlık. Ben de uzun zamandır mücver yapmadım, aklıma düştü şimdi... afiyet olsun...

lale dedi ki...

Mücver aşkına... Eğer yemek seçenekleri arasında mücver varsa,mutlaka seçimim mücverden yana olur. Ataletim bilirsin ,hatırla ''Kırık Tabak^'' da yemek yediğimiz günü... Selgin'in kitabını hemen hemen alacağım. Sanırım tatilde olduğum zamana falan rastladı, hiç farketmedim sizlerde.

KİTAPLIK KURDU dedi ki...

Selgin bize mücver yaaap :)
Selgin mücveri boşver, sen yeni bir kitap yap. Senin öykülerinden olsun, bunlar gibi.
Severim seni :)

Liylak aplan

Selgin GB dedi ki...

Mücver yapmak kolay...
Ben berbat bir aşk hikayesi anlatmak istiyorum, şöyle ıskalanmışından, bir dahası olmayacak olanından. Hatta sonu öyle olsun ki, okuyanlar "Allah seni bildiği gibi yapsın," desinler bana...

KİTAPLIK KURDU dedi ki...

ıskalanmamış aşk değildir.. =)..
heyecanla bekliyorum ben..

atalet/

HANGİ KİTABI ARAMIŞTINIZ?