Gönderen: Selgin GB
Küçük bir kitap bu. Hepsi hepsi 79 sayfa. Cildiyle, kapağıyla, baskısıyla içeriğine yaraşır bir kitap. Bana çocukluk ve ilk gençliğimde okuduğum diğer bez ciltli kitapları ve onlar hırpalanıp cildi ayrıldığında götürüp tamir ettirdiğimiz ya da yeniden ciltlettirdiğimiz, sokak arasında küçük bir dükkanda çalışan gözlüğü burnun ucunda ciltciyi hatırlattı.
Kitapta üç öykü yer alıyor. Buradaki öyküler aslında Bulgakov’un kendi anıları. Özellikle hekimlerin kendilerinden çok fazla şeyi bu öykülerde bulacaklarını düşünüyorum.
İlk öyküde Bulgakov, Moskova’dan uzak bir yerleşim yerinin 40-50 yataklı hastanesine tek doktor olarak atanmış, tıp fakültesinden yeni mezun bir doktorun ilk hastasıyla karşılaşmasını anlatıyor.
İkinci öyküde hekim ilk başlardaki acemiliğini ve tedirginliğini nispeten atmış, birlikte çalıştığı personele kendini kısmen ispatlamıştır.
Üçüncü öykü ise bir hekimin can verdiği kadar can alabildiğinin de öyküsüdür.
Bu kitaptaki üç öykü bana hekim ve hastanın aslında zaman ve mekan fark etmeksizin hep aynı olduğunu gösterdi. Hasta minnettar olabildiği kadar nankör, hekim merhametli ve alçakgönüllü olduğu kadar zalim ve megaloman.
Bu öyküleri okurken bir hekimin aklından geçenleri ve duyguları ancak bir başka hekimin böyle yalın bir gerçeklikle aktarabileceğini, başka kimsenin bunu yapamayacağını düşündüm. Belki bu durum başka meslek grupları için de geçerli olabilir ama insan bir kere doktor olduktan sonra yaşamın devamına ve insana bakışının nasıl farklılaştığı bu kitaptaki öykülerde çok keskin bir şekilde anlatılıyor.
Bulgakov, yirmi dokuz yaşındaykenbir tren yolculuğu sırasında ilk kısa öyküsünü yazmış, trenin durduğu istasyonda trenden inmiş ve yazdığı kısa öyküyü kentin gazetesine götürmüş. Gazetenin öyküyü basması üzerine doktorluğu tamamen bırakmış ve yazarlığı seçmiş olan Bulgakov, çok tanımadığımız ama en az bir Puşkin ya da Dosyoyevski kadar büyük bir yazar. Yaşadığı ve yazdığı süre boyunca Stalin döneminin sansüründen çok çektiği için eserlerinde fantastik ve gerçeküstücü bir anlatımı tercih etmiş ve yazdıkları ancak 1962'den sonra yayınlanabilmiş. Usta ve Margarita yazarın ölümünden sonra yayınlanan, fantastik edebiyatın başlıca örneklerinden biri ve Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 Kitap listesinde yer alıyor. O da borcum olsun, en kısa zamanda anlatayım sizlere.
Çehov, Somerset Maugham, Cronin gibi doktorluğu bırakıp sadece yazan Bulgakov’u bilenlerin bilmeyenlere anlatması, okuyanların okumayanlara okutması gerek.
Bir Köy Doktorundan Öyküler / Mihail Afenesyeviç Bulgakov
79 sf. Türkçe (İngilizce'den çeviri)
İstanbul, 2011, 1. Basım
1 yorum:
ben de senden duyup edinmiştim kitabı.. elimdeki kitaptan sonra.. yani en geç yarın akşam başlayacağım..
dizisi de çekiliyormuş..
hani.. sonradan bak dizinin kitabı da çıkmış dememek için.. önceden okumakta fayda var diye düşünüyorum. =)
atalet
Yorum Gönder